kimseye etmem şikayet

Yaz akşamının anasonlu ılıklığına karışan nihavent taksim dinip de “Kimseye etmem şikâyet,” dizesi gelince birden susar Banazlı İsmail. Oysa, üstüne koca bir holding diktiğini ihaneti boğmak için, o koca holdingini nasıl diktiğini anlatmaktadır iştahla. Karabulut Holding’in nasıl kurulduğunu, her şeyin nasıl da iki külüstür kamyonetle başladığını, İzmir Valisi Fazlı Bey’e çıkıp, “Gayret bizden, muavenet sizden, Turgutlu’dan İzmir’e kaptıkaçtı işleteceğim,” deyişini… Birden susar. Çünkü Kimseye Etmem Şikayet başladığında şarkıya katılınmayacaksa susulur. Kristallenmiş kadehlere el uzatılmaz, serin, beyaz yorganına sarılmış yatan semize çatal atılmaz. Sigara içiliyorsa sigaraya uzanılır, içilmiyorsa yakılır ve durulur. Kimseye Etmem Şikayet’in söylendiği yerin menzili içinde hareket en aza inmelidir. Bir kapıdan dert girdi mi, dil kaçacak yer arar çünkü. Hareket, derde hürmetsizlik sayılır.

Herkes merak ve telaşla bekler geleceğini. Herkes geleceğini yaşamak için bugününü heba eder. Bugününden geçemediysen, yarına güvenip gençliğine kıyamadıysan, başarıp, beceremediysen istikbalinle arana perde-i zulmetler, kara karanlık perdeler çekildiğini görürsün. Kim şimdi olduğu yeri hayal ederek büyüdü ki? Nerde onca öğretmen, hemşire, doktor ve hatta astronot? Herkeste var işte bu ‘olamadım’ duygusundan. İşte bu yüzden seviyoruz kimseye söylemeden haline ağlayan bu sesi, ikbaline kara zulmet perdeleri çekilmiş bu başarısıza o yüzden kıyamıyoruz ne zaman içsek. Kendimize kıyamadığımızdan. Kartallar Yüksek Uçar’ın Banazlı İsmail’i gibi. Kötü de olsak, başarısız da olsak kendimizden başka kimsemiz yok diye, kendimize ağlayacak. Yoksa insan, taş olsa çatlar.

Peynir Tabağı

– Türk Sanat Musikîsi eseri olan bu şarkının bestekarı Ermeni Kemençeci Onnik Efendinin oğlu Kemâni Sarkis Suciyan’dır. Güftekarının da Nısfiyezen Muazzez Hanım olduğu rivayet edilir.

– Bizlerle rakı masalarına oturacak kadar mütevazı bir eser olmasına rağmen aslında aruzun “Failatün Failatün Failün” vezniyle yazılmıştır, nihavent makamındadır.

– Şarkının çaldığı bir ortamda, “Perde-i zulmet çekilirmiş korkarım ikbalime” meyanına cesaret edilemiyorsa bile, başladığında işi gücü bırakıp, “Kimseye etmem şikayet, ağlarım ben halime” dizesine eşlik etmek muaşeretten sayılır.

– Zeki Müren’in bu eseri seslendirdiğine dair bir internet kaydı bulunamamıştır. Müzeyyen Senar ve Sadri Alışık’ın Banazlı İsmail yorumları tercihte önceliklidir.

* 2012 sonlarında bir internet sitesi için yazılmıştı. 2013 de olabilir, emin olamadım şimdi.

Yorum bırakın

Filed under oraya-buraya yazılanlar

Yorum bırakın